22 Şubat 2009 Pazar

Mecmua Okumak İyidir

İnsan vücudu 7 saatlik uykudan sonra yattığı yatağı sabah gözlerini açtığında içinden çıkmak istemeyeceği kadar sıcak hale getirebilecek ısıya sahiptir. Şu anda Şubat ayının sonlarında olduğumuzu düşünürsek bu çoğumuz bu dertten muzdarip olabiliriz. Ancak bu gözleri açıp yataktan çıkmak istememe durumunun fiziksel açıdan olduğundan çok daha önemli bir açıklaması vardır: “Amaç”
Ben pek çoğunuzla aynı fikri paylaşmıyor ve insanların yaşamalarının temel gereklerinden birinin umut değil amaç olduğunu savunuyorum. Umudu olmayan bir insan mutsuz da olsa yaşayabilir ancak bir insanın “amacı” kalmamışsa başına gelmesi muhtemel olan şey tıbbi olarak kalbin durması olarak adlandırdığımız “ölüm”dür. 2000 kupa kahve, 9mm’lik bir mermi, 150 ucuz ekstazi, 25 gün süren susuzluk, The Marmara’nın terasından Taksim meydanına paraşütsüz dalış… Bunlar amacı kalmamış bir insanın onlar için daha iyi olduğunu düşündükleri – ya da gitmek zorunda olduklarını düşündükleri - başka bir boyuta yapacakları yolculuğun biletleridir. Businness class ya da üçüncü sınıf. Pek de bir önemi yok.
Artık ipleri biraz saldım. Kaloriferlerim iyi yanıyorlar ve sabah sıcak bir odada uyanabiliyorum. Faturaların pek de önemi yok. Dedim ya ipleri biraz saldım ama buna rağmen yataktan çıkmak istemeyişim? Yoksa ölüyor muyum?
Tanrıya şükür erken teşhis hala hayat kurtarabiliyor. En azından zaman kazandırıyor. Eğer böbrek kanseri olsaydım en yakın arkadaşımın böbreğini kendime naklettirip fazladan 2 ya da üç ay yaşayabilirdim herhalde. Tanrıya tekrar şükretmeliyim ki kanser değilim. Öyleysem de haberim yok. Her neyse. Benim problemim kafada. Doğuştan var sanırım.
Kendi reçetemi yazdım. Böbrek nakline benziyor biraz. Kupon biriktireceğim. Aklı başında hiçbir insan adını bile bilmediği 20 dvd film için 60 kupon biriktirmez ama en azından 60 gün boyunca gözlerimi açıp yataktan çıkmak için bir sebebim olacak.

Hiç yorum yok: